Ses Bozuklukları

Ses Bozuklukları

Ses Bozuklukları

Sağlıklı ses, kişinin yaşına ve/veya cinsiyetine göre sesin kalitesi, tizliği, şiddeti, tınısı ve süresinin uygun olması sonucu oluşur. Bu özellikleri bir ya da birkaçında meydana gelen sorunlar seste bozulmalara yol açar. Bu bozulmaların başlıca 4 nedeni vardır. 

Bunlar; 

  1. Fonksiyonel, sesin yanlış kullanımı sonucu meydana gelebilir. Fazla yüksek sesle konuşmak, çığlık atmak, uygun olmayan ses perdesinde konuşmak vb. nedenler ses tellerinin yapısına zarar vererek ses bozukluğuna yol açabilir.
  2. Psikojenik, duygusal değişiklikler nedeniyle meydana gelebilir. Yaşanan bir travma sonrası, üzücü bir durum sonrası, korku hali sonrası seste bazı değişiklikler görülebilir.
  3. Organik, ses üretiminde rol oynayan yapıların işleyişinde oluşan bir bozukluk sonucu meydana gelebilir. Anatomik yapılarda doğuştan veya sonradan bazı problemler görülebilir. Yapılardaki problemler sağlıklı ses üretimini engelleyerek ses bozukluğuna yol açabilir.
  4. Nörojenik, sinirlerin etkilenmesi sonucunda meydana gelebilir. Sİnir sisteminin hasar almasına sebep olacak -kaza,inme vb.- durumlar yaşandığında konuşma organlarının da etkilenme ihtimali vardır ve bu durum ses üretimini olumsuz etkileyebilir.

 

Ses Bozukluğuna Neden Olan Durumlar

  • Nodül: Sesin kötü kullanımı ya da aşırı kullanılması sonrasında ses tellerinin titreşim ile birbirine en çok çarpan bölümlerinde kronik bir travma gelişir. Buna bağlı olarak da dokularda sıvı birikir ve bir süre sonrasında da bu bölgede yer alan hücrelerde dokularda sertleşme meydana gelir. Tek taraflı veya çift taraflı oluşabilir. İyi huyludur. Ses hijyeni ve gerekli olması halinde KBB hekimlerinin müdahalesi ile geçebilir. İlk aşamada sesin dinlendirilmesi tavsiye edilir. Bir gelişme yaşanmadığı durumda sesin doğru kullanılmasını sağlamak için ses terapisi uygulanabilir. Ancak bazı hastalarda bu tür teknikler sorunu çözmeyebilir. Bu durumda nodülün alınmasına yönelik cerrahi operasyon yapılır. Ameliyatın ardından hastaların ses terapisi de almaları gerekir. Ses teli nodüllerinin ilaçla tedavisi yoktur. Ses teli nodülü için ayrıntılı bilgi için buraya tıklayınız.

 

  • Polip: Genellikle ses tellerinin en çok titreştiği orta bölgesinde yer alır. Ses tellerinden birinde ya da her ikisinde, ses tellerinin birbirine çarptığı iç yüzeyde görülür. Beyaz, pembe ya da kırmızı renkli olabilir. Ses teli polipleri,ses teli nodüllerine oldukça benzer ve sesin yanlış/aşırı kullanımı sonucu oluşur. Ses teli nodüllerinde genellikle zamanla kötü kullanım sonucu oluşurken, ses teli polibi genellikle bağırma, çığlık atma, gürültülü ortamda çok yüksek sesle konuşma gibi bir seferlik bir ses travmasının ardından ortaya çıkar. İyi huyludur. En sık belirti ses kısıklığıdır. Bu kısıklık, düzensiz ses teli kapanması nedeniyle sesin pürüzlü, boğuk, soluklu ya da değişken çıkması şeklinde görülebilir. Genellikle ağrıya yol açmaz, ancak, uzun süreli ya da eforlu ses kullanımı sonrası boyun çevresinde ağrı ve acıma hissedilebilir. Ses terapisi, ilaç ve ameliyat ile tedavi edilebilir. 

 

  • Kist: Ses tellerinin zar dokusunda mukus salgısı ya da keratin gibi maddelerin birikmesi sebebiyle oluşur. Lamina proprianın yüzeyel tabakasında oluşur. Ses teli kistleri iyi huyludur. Şekilleri genellikle yuvarlak ya da ovaldir. Biriken maddeye göre şeffaf, beyaz ya da sarımsı olabilir. Ses tellerinin nodül, polip gibi hastalıkları ile ayırıcı tanısı için videolaringostroboskopik görüntüleme veya distal çipli yüksek rezolüsyonlu fleksibl dijital görüntüleme faydalı olur. Ses hijyenine dikkat etmeyen bireylerin ses tellerinde kist görülme olasılığı daha fazladır. Sesin yanlış kullanımına bağlı ses kısılması, seste çatallanma, belirli bir süre konuştuktan sonra seste yorulma, boğazda bir şey takılmış hissi, tekrarlayan boğaz temizleme ihtiyacı gibi sorunlara yol açabilir. Genellikle ağrısızdır, ancak birey uzun süre konuştuğunda boyun kaslarında ağrı oluşabilir. İlaç fayda etmez. İlk etapta sesin dinlendirilmesi ve ses hijyeni önerilir. Geçmediği durumda cerrahi ile müdahale edilir. Cerrahi müdahaleden sonra ses hijyeni ve kistin tekrarlamaması için ses terapisi alınmalıdır.

 

  • Reinke Ödemi (Polipoid Kordit): Sigara içmek, laringofaringeal reflü (mide asidinin boğaza geri akımı) ve uzun süreli sesin aşırı/ yanlış kullanımı, tekrarlayan ya da kronik üst solunum yolu enfeksiyonları ve sık boğaz temizleme gibi durumlar sebep olur. Reinke boşluğunun, sıvı ve zamanla jelatinöz kıvamda bir madde ile aşırı kalınlaşması reinke ödemi olarak adlandırılmaktadır. Ses telleri boyunca görülen balon gibi şişliklerdir. İyi huyludur. Ses telinin hacmi ve kütlesi artar. Sesin perdesi oldukça düşer, ses kalınlaşır. Ses düzensiz, dengesiz, olması gerekenden daha kalındır. Konuşma/ ses çıkarmada zorlanma, uzun süre konuşulduğunda yorulma ve konuşurken gerektiğinden daha fazla güç harcanıyormuş hissine sebep olabilir. Ana tedavi cerrahidir. Cerrahi ile sorun ortadan kaldırıldıktan sonra sigara kullanımının bırakılması, ses hijyenine dikkat edilmesi, reflü diyeti uygulanması gibi sorunun tekrarlamasını önleyecek faktörlere dikkat edilmelidir.

 

  • Kas Gerilim Disfonisi: Kas gerilim disfonileri (KGD); normalde fonasyon sırasında dengeli bir şekilde çalışan orofarengolarengeal istemli kas gruplarının hatalı ve dengesiz kullanılması sonucu gelişen fonksiyonel ses hastalıklarıdır.

    Genelde stresli ve sesini yoğun olarak kullanan kişilerde görülür. Yanlış ses kullanımı, psikolojik faktörler, üst solunum yolu enfeksiyonları ve gastroözofageal reflu gibi faktörler de kas gerilim disfonisine sebep olabilir. Boğaz ağrısı, ses yorgunluğu, ses kısıklığı, azalmış ses aralığı veya eforlu fonasyon yer alır.

    Hastalar ayrıca boğazlarında sıkışmış bir şey hissinden, yutma çabasından veya ağrılı yutkunmadan (odinofaji) şikayet edebilirler. Respirasyon, fonasyon, rezonasyon ve artikülasyon fonksiyonları arasında koordinasyonun bozulması, larenksin aşırı ya da yetersiz derecede fonksiyon görmesi, rezonansın yanlış bölgede odaklanması, ses perdesinin ve şiddetinin yanlış kontrolü sonucu vibrasyon değişiklikleri ve ses kalitesinde bozukluk oluşur.

    Palpasyonla suprahyoid kasların tonusunda artış tespit edilir. Erken müdahale önemli rol oynar çünkü aksi halde nodüller, polipler, kistler, kanama ve kronik larenjit gibi komplikasyonlar gelişebilir. Tedavi edilmeyen kas gerilim disfonisi, ses kıvrımlarına aşırı kuvvet uygulanmasına ve bu tür yaralanmalara neden olur. Laringoskopi ve stroboskopi ile ses tellerinin hareketlerinin dikkatlice incelenmesi kas gerilim disfonisi tanısı için oldukça önemlidir.

 

  • Granülom: Çoğunlukla erkeklerde görülür. Sürekli öksürük; boğaz temizleme temizleme, laringofaringeal reflü, mukozal hasar; herhangi bir sebeple genel anestezi alıp boğaza tüp yerleştirilen (entübasyon tüpü) hastalar; gergin, sinirli, kanser korkusu taşıyanlar kişilik özelliklerine sahip olanlar; sesi fazla kullanan meslek gruplarında daha sık görülür. İyi huyludur. Görülen en sık şikayetler ses kısıklığı, boğaz ağrısı, boğazda yabancı cisim hissi veya yutma sırasında takılma hissi ve reflü şikayetleridir. Bazen kitlenin olduğu tarafta kulağa vuran ağrı da olabilir. Muayenede ses tellerinin arka kısmında granülasyon dokusu dediğimiz kırmızı-beyaz renkli dokular görülür. Ses terapisi, psikolojik durumun düzeltilmesi, reflü tedavisi gibi balşangıçta uygulanabilecek yöntemler vardır. Bunların fayda sağlamadığı durumlarda cerrahi ile kitle alınabilir ve tekrarlamasını önlemek amacıyla ses terapisi önerilir.

 

  • Püberfoni (Mutasyonel Falsetto): Mutasyonel falsetto ergenlik döneminde sesin herhangi bir organik bozukluk olmaksızın kalınlaşmayıp ince kalması sonucu oluşan bir ses bozukluğudur. Erkeklerde ergenlik döneminde hormonal değişikliklerle gerçekleşmesi beklenen ses kalınlaşmaz ve ince, çocuksu bir ses olarak kalır. Ses terapisi ile kısa sürede sağlıklı ses tonuna ulaşılır. Larenksin doğru yerine konumlanması ile birey sağlıklı ses frekansını bulur. 

 

  • Vokal Kord Paralizisi: Diğer adıyla ses teli felci, larenks kaslarının hareketini sağlayan sinirlerin zayıflaması ya da çalışmaması nedeni ile meydana gelen bir ses rahatsızlığıdır. Ses tellerini uyaran iki sinir vardır; süperior laringeal sinir ve inferior laringeal sinir.

    Süperior laringeal sinir ses tellerini geren kası uyarır. Süperior laringeal sinir felci oluşmuş bir insanda ses konuşurken normal, şarkı söylerken bozuk çıkabilir.

    İnferior laringeal sinir nefes alırken ve öksürürken ses tellerinin açılmasını, ses çıkartırken ve yutkunurken ses tellerinin kapanmasını sağlayan kas yapıyı kontrol eder. İnferior sinir beyinden çıktıktan sonra boyuna ve boyundan göğüs boşluğuna uzanır ve bu kısımdan tekrar boyuna geri dönerek ses tellerine ulaşır.

    İnferior sinir, beyin, boyun, göğüs boşluğu ve gırtlak hastalıkları gibi hastalıkların cerrahisi sonucu zarar görebilir. İnferior sinir felci, süperior sinir felcinden daha sık görülür. Sinir iltihabı, tiroid bezi, gırtlak, yemek borusu, boyun, akciğer, kalp, göğüs, tükürük bezi ameliyatları gibi ameliyatlar sırasında ses tellerinin hasar görmesi nedeni ile, nefes borusuna tüp yerleştirmenin komplikasyonu olarak, boyun ya da göğüs boşluğu yaralanmaları, beyin, kafa kaidesi, boyun ve göğüs boşluğu tümörleri gibi etkenler ses teli felci oluşmasına yol açabilir.

    Tedavi planı hangi sinirin etkilenmiş olmasına, felcin tek sinirde ya da her iki sinirde de olup olmadığına, ses tellerinin durumuna, hastadaki şikayetlere ve belirtilere, felcin nedenine göre yapılır. İki taraflı ses teli felcinde lazer kordetomi, tek taraflı ses teli felcinde ise larinks içerisine enjeksiyon ya da medializasyon laringoplasti gibi cerrahi yöntemler uygulanır. 

 

  • Sulcus Vocalis: Sulkus vokalis ses tellerindeki bir doku eksikliğidir. Eksik dokunun üzerini örten cilt dokusu doğrudan kasa yapışır. Bu durum ses telinde bir kanal benzeri çöküntü görüntüsü oluşturur ve buna sulcus vocalis denir. Doğuştan olabileceği gibi sonradan sesin kötü kullanımı ile de oluşabilir. Bu hastalarda ses kısıklığının iki nedeni vardır. Bunlardan ilki ses tellerindeki doku eksikliğine bağlı ses tellerinin tam kapanamama durumudur. İkinci neden ise ses tellerinin eksik olan maddesine bağlı olarak ses tellerinin gerektiği gibi titreşememesidir.

    Bazı belirtileri; sesin çabuk yorulması, sesini yükseltememe, yorgun,zayıf, nefesli bir ses, uzun süreli konuşma sonrası sesin neredeyse tamamen kısılması, pürüzlü bir ses. Tedavide ilk seçenek ses terapisidir. Cerrahi gerekliyse farklı yöntemler vardır. Ses tellerinin kapanma problemleri için kullandığımız ses teli dolgusu veya ses teli implantı ameliyatları ya da ses tellerinin eksik dokusunu tamamlamak için ağız içinden girerek yapılan ses teli grefleme ameliyatı uygulanabilir.

 

  • Spazmodik Disfoni: İntrinsik larengeal kaslarda (ses tellerini kapatan ve açan kaslar) görülen kasılmalara bağlı ortaya çıkan ses bozukluğudur. Adduktör ve abduktör spazmodik disfoni olmak üzere iki tipi vardır. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonu, ailede nörolojik hastalık öyküsü, larenkste yaralanma, sesin aşırı kullanımı, servikal distoni, psikolojik stres tetikleyici olarak sayılabilir. Kısık ve gergin ses, ses çıkartmaya çalışırken aşırı efor, konuşurken soluksuz kalma ve kesik kesik konuşma, boğuk ses gibi belirtiler görülür.

    Başlangıçta şiddetine göre ses terapisi önerilebilir. Yeterli gelmediği durumda ses tellerine botulinum toksini (botoks) enjekte edilir. Cerrahi tedavi gerekli ise tek taraflı rekürren larengeal sinirin kesilmesi yöntemi ve son yıllarda tiroaritenoid kasın soğuk bıçak, kimyasal, lazer yardımlı ve radyofrekans gibi farklı yöntemler uygulanabilmektedir. Ancak tekrarlayabilen bir bozukluktur.

 

  • Hemoraj: Ses telleri dokusunun içinde olan kanamalardır. Çok yüksek sesle konuşmak gibi sesi kötü kullanmak ses tellerinde damar çatlamalarına neden olabilir. Tedavisi oluş nedenine göre değişmektedir. Eğer kanama yeni ve yaygın ise, birkaç gün ya da birkaç hafta tamamen ses istirahati ya da kanın emilmesi için ilaç tedavisi düzenlenebilmektedir. Gerekirse cerrahi müdahale gerçekleştirilmektedir.

Kaynakça:

https://www.tkbbv.org.tr/menu/109/ses-bozukluklari-nelerdir-doc-dr-kursat-yelken

https://www.saglikocagim.net/spazmodik-disfoni/

https://dergi.kbb-bbc.org.tr/uploads/pdf/1996-4-2-162-167.pdf

https://www.saglikocagim.net/ses-teli-felci-nedir-ses-teli-felci/ 

Neslihan Çaylak

DKT Türkiye yazar ve yönetici üyesi. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi 3. Sınıf Lisans öğrencisi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu